9 sene boyunca farklı zaman dilimlerinde 4 farklı mani atağı ve 1 hipomani tecrübesi... 2 kere psikiyatri kliniği yatışı 2 ya da 3 haftalık periyotla kalış ve farklı hastalık çeşitleri görebilme imkanı bunun yarattığı şükür vesileleri ve hiç alışık olunmayan bir topluluk ve mekan deneyimiyle yeni ve farklı bir insan olmaya aday ... Malum Allah'ımızın dediği gibi "safhadan safhaya geçirileceksiniz" manası itibariyle maninin coşkulu , hayalperest, çılgınca delifişek halleri ve devamında gelen depresyonla hayattan soğuma artık hiç bir şeyin senin için hiç bir şey ifade etmediği gerçeği... Anlaşılmamak , konuşamamak , donukluk , kendini salak ve aciz hissetmek ve bunun bir zayıflık olduğu fikriyle kendini sevememek , ağlama evreleri , yalnızlık hissi... Kısaca dipsiz bir kuyu ve karanlıkla bakışma... Ama bir dakika . Aşırı söylem ve sitem halinden memnun olmama halleri bir şeyi, çok önemli bir şeyi unutturuyordu . GEÇECEK ! Unuttun mu safhadan safhayaya idi.Bu da bir evreydi ve bak yıllar sonra bugün GEÇTİ ! Başka bir levella hayat oyununa devam ediyoruz. Ve üstelik hayat oyunu daha bitmedi.
Bugün belki inanılması güç gelecek fakat Allah o kadar büyük ki tüm bu olumsuz halleri topyekün sevdiriyor ve insana onca zorlanmışlığa ve darlanmışlığa rağmen dedirtiyor ki : Çok şükür ne güzel yaşamışım be ! Çünkü Allah her şeyde bir manaya işaret ediyor ve adeta sırtını sıvazlayarak diyordu ki "her sızın bir amaca hizmet ediyordu." Ve şimdi belki de senden daha yaş almış birinden daha olgun hayata bakıyorsundur... Çünkü farkında olmadan "hızlandırılmış bir eğitim" almışsınıdr kimbilir. Sadece şunu bil, en iyi hayal et ve ötesini sorma. Sana yolu gösterecekler.
Neden bu yazı ?
Tecrübe ettiğim 'manik-depresif'le ilgili bir yazı yazmakta kararsız kaldıysam da, bununla ilgili benzeri tecrübe geçiren ve belki "neden ben" sorusunu soranlar ve hatta birazcık mutsuzluk duyanlar varsa olur ya denk düşerde burada buluşursak diyerek yazmaya karar verdim. Bu rahatsızlığın malum aile geçmişiyle ortaya çıkmasından ötürü, hastalığın çevrede az çok zuhur şekillerine şahitliğim var. Sırf manik-depresifte değil genel anlamda ruhsal hastalıkların kişilerde genellikle 1) Utanç, hastalığı saklama eğilimi 2) Ajite etme, hastalığını dramatize etme 3) Hastalığa Sığınma gibi envai çeşit hastalığı taşıma biçimleri var. Tabii bunda bireyin salt kendi seçimi yok, çevresi de insanın, bu tarz geliştirmelerinde oldukça etkili. Nasıl ki sürekli hasta olduğunun hatırlatılması gibi veyahutta bunun ayıp, kusurlu ya da yamalı insan ifadesiyMİŞ GİBİ olması. -Oysa esas eksiklik algılama biçiminde-
Evvela söylemek istiyorum bütün manik-depresifler olarak itiraf etmeliyiz, hatta bir yandan kahkahalar atmalıyız ki muazzam tecrübeler geçirdik. Bir çok insanın deneyimlemesi imkansız olan şeyler yaşadık. Hal bu olunca Dünya'nın bilinmez, sırlı yanına bir kapı araladık adeta ve artık biliyoruz ki bu Dünya da görülenin ötesinde muazzam bir gizem var. Şimdi bunu bilmek bile bu hastalıkla ilgili üzülmeme mani, üzülmek şöyle dursun bas bas bağırasım var;çok şükür, çok şükür, çok şükür!
Hala iyileşmemiş olacak ki bundan ötürü sevinç duyuyor denebilir. Geçen yazımda bahsettiğim neden tasavvuf yazısında aslında çok az bir giriş yapmıştım neden tercihim olduğuna dair tasavvufun. Tabii burada kim kimi seçiyor orası da muallak. Buradaki bakış açımı da yine tasavvufa borçluyum esasen. Allah'ımızın kendine çekmek için hayatın içinde türlü şeyleri sebep yaptığını biliyoruz. Bu bazen işsizlik,bazen hastalık, bazen ölüm oluyor. Her şeyin mükemmel gittiği evreler malumaliniz belki Allah'ın en az anıldığı ya da hiç anılmadığı evreler oluyor. Bu anlamda sebeplere iniş çıkışlara ihtiyaç duyuyoruz ve bu çok zorlu görünen hadiselerin tasavvufla nasıl kolaylandığını da görüyoruz. Çünkü bu hastalığa ahu vah etmiyorsam biliyorum ki Allah benimle ve sebeplerden bir sebep olarak bunu seçti - her arız, her kusur(kusurda ne demekse) her şey(!) Allah'a davette bir sebep, bir unsur. Hal böyle olunca diyorsun ki ,bu hastalığın yerine daha beteri olabilirdi bu anlamda çok şükür, beni seçti o zaman ne mutlu biliyor ki üstesinden gelebileceğimi, ondan veriyor, aksi halde zaten vermezdi,zira onun adaleti bunu sağlamaz. Tabii esas iyileşme için verilen İslami bilgileri yaşama tatbik etmek gerekiyor. Mesela Allah vardı ve O'ndan başkası yoktuyu her an demek gibi. Bunu aklımıza kazıyana dek.
Ve esasında söylemek isteyeceğim Hz. Mevlana: "Kendinde olmak, aklı başında bulunmak, yıkılıp giden geçmiş zamanı anmak demektir. Aslında geçmişi anmak da, gelecekten korkmak da Allah'a karşı perdedir. Her ikisi de yani geçmiş zamanı da, gelecek zamanı da ateşe at,yak"der.
Sende neden bunlar başıma geldi, neden ilaç avuç avuç ya da bak başkalarına sağlıklı gibi kıyas,pişmanlık, keder gösterdiğin an senden istediğim, kendini yakala. Ve an'a çağır ne yaptığına bak ve rahatlıkla içtiğin içeceğe dokun ve hisset, nefesini hissederek al-ver ve çok şükür de. Hepsi bu. Çok şükür. Meşhur tabirle : tecrübeyle sabit söylüyorum , geçiyor. Bil ki geçecek.
Amaç edindiğin son , birer telkin , bak ben iyiyim sen niye olmayasın minvalinde iyimser bir mod takınma , kulağının tatlıca çekilmesiyle gelecek bir huzur hali , mutlu son degil sevgili yazar :) Öyle olsa olsa bir şekle girer gibi olur insan bir süre sonra içerde oturmayan , hayata kendiliğinden güven duymayan halle kişi yine eski formuna pek tabii hemen dönüverir. Peki çözüm ne? Sağlam bir Allah sevgisi ve güveni. Başka bir reçete bilmiyorum. Gene de sağ olun , birine nefes olursunuz kim bilir! Manayla daima...
YanıtlaSilYaziyi okuduktan sonra tek bir cumle geldi aklima.. BU DA GECER YA HU! Her ne olursa olsun Rabbimin haberi yok gibi davranıyoruz,sanki o dert kendi kendine gelmis gibi hislerle dramatize oluyoruz ama bi bilsek ki o derdi veren var ve o derdin de verilme sebebi var. Insan ömründe neler gecmiyor ki hangi dert kalici olmus ki��tum dertler gözlerimizi yumana kadar,sadece vakti gelene vakti gelip de pisene kadar. Agzina saglik canim cok begendim..
YanıtlaSilGEÇECEK ! Unuttun mu safhadan safhayaya idi.Bu da bir evreydi ve bak yıllar sonra bugün GEÇTİ ! Başka bir levella hayat oyununa devam ediyoruz. Ve üstelik hayat oyunu daha bitmedi.
YanıtlaSilAğzına sağlık.