Gördüğün bu karenin bir sonsuzluk uzantısını yani her yeri ve her şeyi kapladığını hayal et. Sana verilen mana(tasavvufi anlamda isim) programını açığa çıkartman isteniyor. Ama bunun bu siyah sonsuzluk içinde olması değil de ordan kopup , taşıp ; bir şekil , uzay , kainat, renk, ışık gibi "sonradan" var olan ve ismi nerden geldiği bilinmyen bir gezegen olan Dünya da mana programını açığa çıkartman için işte bu mavi nokta hazır ediliyor. Her şey planlı, her şey bir amaca hizmet ediyor. Zira akıllara zarar , fakat gördüğün her şey "sonradan" , yaradılmış olan.
Ve bu sonsuz siyah zemin de bir mavi nokta olarak , ismi kadar kendisinden emin ve artık Dünya'nın yapısına, maddeliğine yakışır cihette 'sonradan' var olmasına aldırmadan artık görünenin içindeki soyut olan : mana, anlam, güzellik ,Allah değil ; Dünya'nın işaret ettiği daha değerli olacaktır. Çünkü Dünya içtiği sigarası, yudumladığı rakısı , yediği meyvesi , gördüğü kuşlar kadar aşikardır. Ama esasen bu netliği verenin ; içtiği sigarada ki görünmeyen hazzı olduğunu , rakıdakı adını koyamadığı gevşekliği ve neşeyi veren ya da uçan kuşları görmenin onda ki görünmez hissi yanını aslolan yaşama temeli ve hayata bağlayanı olduğunu görmez bile. Çünkü anlayamaz ki mesele elinde ki maddi gıdalar değil uyandırdığı yine görünmez soyut manalardır. Yani aslında Dünya da her ne görüyorsa bunun arka planın da en baştaki siyah sonsuzluğun derinliğinden gelen soyut bir ifade vardır. Ama hayır! Dünya da her şey aşikardır ! Mana ne ola ki?
9 yaşındasın annen lunaparka götürüyor.( Görünen arkasında ki gizli kahraman daima Allah. Götüren Allah , zira "Her yapılan şeyi Allah'tan bil.") Peki gittiğin lunaparkın senin ve diğer mana yolcuları için keyif alman adına hemen 1 saniye önce yaratıldığını söylesem. Hani bir ihtiyarın 'evlat bizim zamanımızda buralar hep dutluktu' demesi gibi . Aslında o zaman olmayan lunaparkın "hala" olmadığını söylesem. Ve yine daha şimdi senin için dumanı üstünde bir lunaparkın oluşturulduğunu söylesem. Nasıl mı ? Sanki Dünya nefes alıyor , her şey canlı , hareketli; nefes veriyor Allah'ına dönüyor yardım bekliyor zira nefese muhtaç. Nefes alınca tekrar hayat aynı düzlemi ve akışında devam ediyor desem ... Ve biz bu akışı katiyen göremiyorsak... Peki ya bu ilk siyah karede ki kaynağımızdan gelen bir şaka olsa. Çokça aşikar bir şeyi görememe şakası. Allah yoksa her an bize gülümseyerek biz kullarına bebek misali "ce eeee" mi yapıyordu ve biz ısrarla görmüyorduk. Çok saçma ! (Mı?! ) An tabiri caizse Allah soluğuyla her an hayat vermekte kişilere ve olaylara. Yani her şey canlıysa bu anlamda , her şey ve biz muazzam hatta muazzam ötesi bir yolculuk yapıyorsak ... Bir dairenin başladığı noktaya geri dönme telaşının bir benzeri olarak tamamlanma ihtiyacıyla başı kesik tavuklar gibi Dünya da koşuşturuyorsak... Ve doğru kafayı ve netliği bulmaya çalışıyorsak. Üstelik başı kesiklerin çarpmasından birde (!) rahatsız oluyorsak (bir önceki yazı: halden anlamak)
Hiçbir şey yapmaya ya da başkalalarının yaptığı şeyleri yapmaya hala güç bulamıyorsan... Yani Dünya ,Dünya işte. Hep bilindik büyük balık küçük balık meselesi, nobran insanlar çoğunluğu , kederli olaylar ve hiç bitmemesi... Dünya yani ... Muazzam ötesi , peh ! Her şey bir amaca hizmet ediyor ve her 'an' senin için tekrar tekrar var ediliyor demiştik. Bunlar hiç bir zaman bitmeyecek pek tabii burası Dünya diğer bir adıyla havuz desek . Başka başka tekamül seviyesinde ki insanlarla aynı havuzda yüzüyoruz. Bir düşünsene! Yüzemeyen, batan çıkan , başkasını boğma pahasına kafasına tutunan , yüzen ve bununla övünen , yüzemeyen ve bu havuz bana göre değil diyen ama dünya gibi içinden çıkamayan, boğulmayı tercih eden ve terk edip giden ... Ama bir dakika! Birde yüzmede profesyonel olan ama yüzmeyi bırakıp yüzmeye çalışan ve hatta boğulanın elinden tutanlarda var. Yani 'öğreten'.Hem de sevgiyle ...Örnek alacağımız insanlara ihtiyacımız var. Aksi halde en iyi yüzme stiline sahip olduğumuzu sanıyoruz ve saçmalıyoruz.
Bu arada demek sıkılıyorsun. Peki :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder