Yurt dışı tutkusu vardı. Dilinde sürekli Avrupa .. Oysa O'nunla hangi kıtada olduğunun bir önemi kalmıyordu.
Dinlenen müziğin alt kültür, üst kültür ayrımı olduğunu ; dinlediğin şarkıyı söyle sana kim olduğunu söyleyeyim minvalinde kendinden emin konuşmaları vardı. Oysa her şey şu ya da bu şekilde O'nu zikrediyordu.
Evlenmek istediği adamın niteliklerini sayıyor da sayıyordu. Oysa ezelden belli olan evleneceği adamı çokta kafaya takmaya gerek olmadığını bilemiyordu.
Kariyeri ve yükselme hırsı gözünü bürümüştü.Daha çok para kazanmalıydı.Gelip geçici heva ve heveslerinin peşinde olduğundan bihaberdi .
Çok içiyor , çok sövüyor öfkeleniyordu.Bu halin bile bir nevi Allah'ına olan özleminden olduğunu nereden bilebilecekti .
Çok seviyorum, tapıyorum , onsuz yaşayamam dediği kadında gördüğünün aslında Allah'ın manası olduğunu, kadının sadece bir aracı olduğunu bilemezdi ki !
Kazanması geren bölüm tıptı. Bundan çok emindi zira doktorluk onun için vazgeçilmezdi. Oysa Allah onun için gerekli tekamül serüvenini ve bölümünü zaten çoktan hazırlamıştı ve ona düşen sadece dingin bir gayretti.
Hac için biriktirdiği paranın çalınmasına büyük esef duyuyordu. N'olurdu yani dünya gözüyle hacca gidebilseydi. Oysa bu hırsızlık hadisesi Allah'ın onu yanına çekmek için bir cilvesiydi ve o esef duya dursun rüyalarında Allah onu zaten evinde ağırlayacaktı.
Allah'la daima . Hu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder